Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524


Lisanssız GS-441524-Türü Antiviral Terapi, Kedilerin Enfeksiyöz Peritonitisi için Evde Tedavi Yöntemi olarak Etkili Olabilir
Sarah Jones1, Wendy Novicoff2, Julie Nadeau3 ve Samantha Evans1*
1 Department of Veterinary Biosciences, College of Veterinary Medicine, The Ohio State University,
Columbus, OH 43210, USA; [email protected]
2 Departments of Orthopaedic Surgery and Public Health Sciences, School of Medicine, University of Virginia,
Charlottesville, VA 22903, USA; [email protected]
3 Hamilton Region Veterinary Emergency Clinic, Hamilton, ON L8P 4W3, Canada; [email protected]
* Correspondence: [email protected]; Tel.: +1-614-292-9706
Sade Özet: Enfeksiyöz kedi peritonitisi (FIP, kedi koronavirüsünün yol açtığı ölümcül bir hastalıktır. Bu araştırmanın nihai hedefi bulaşıcı kedi peritoniti (FIP) olduğu şüphelenen kediler için lisanssız, kitle kaynaklı antiviral GS-441524-türü terapinin uygulanmasını resmi olarak değerlendirmektir. Büyük bir sosyal medya desteği üyeleri ve GS-441524-türü ilaç dağıtım grupları internet üzerinden incelenmiştir. İnklüzyon kriterlerini karşılayan 393 analiz edilmiş incelemeye göre, bu terapiyi uygulayan sahiplerin %73,7’si Birleşik Devletler’dendir. Sahiplerin sadece %8,7’si, kedilerini tedavi ettirmek için veterinerlerinden kayda değer bir yardım aldığını bildirmiştir. Tedavinin ortalama tutarı USD4920 olmuştur. Sahiplerin büyük bir çoğunluğu (%88,2), terapiyi uygulamaya başladıktan bir hafta sonra gözle görülür bir gelişim olduğunu bildirdiler. İncelemenin olduğu zaman %96,7’si (380 kedi) hayattaydı; bunların %54’ünün iyileşmiş olduğu düşünülmüş olup diğer %43,3’ü de 12 haftalık gözlemleme döneminde gözlemlenmiştir. Toplamda kedilerin %12,7’sinde FIP hastalığının klinik bulguları nüksetmiş ve GS-441524-türü terapiye rağmen kedilerin %3,3’ü ölmüştür. Bildirilen vokalizasyon, ağrı, mücadele ve enjeksiyon yeri yaraları gibi komplikasyonların çoğu, sahiplerin asidik GS-441524-türü terapiyi deri altı enjeksiyon uygulamalarından dolayı oluşmuştur. Bu araştırmanın sınırlamalarına geriye dönük tasarım, vaka seçiminde yanılma, sahiplerin bildirdiği verilere olan güvenilirlik ve lisanssız ilaçların içeriklerinin teyit edilememesi; fakat bu deneyimlerden önemli dersler çıkartılabilir. Her ne kadar aşılmadık olsa da ve medikal ve yasal risklerinden arınmış olmasa da lisanssız, evde GS-441524-türü terapi, sahiplerin bildirilerine göre, FIP olmasından şüphelenilen kedilerin tedavisinde görünüşe göre fayda sağlayabilir. Özet: Bu araştırmanın hedefi lisanssız, kitle kaynaklı antiviral GS-441524-türü terapinin eskiden öldürücü bir hastalık olan kedilerin enfeksiyöz peritonitisi (FIP) olduğuna dair şüpheler olan kedilere uygulanmasını resmi olarak değerlendirmektir. Büyük bir sosyal medya desteği verenler ve GS-441524-türü ilaç dağıtım grupları internet aracılığıyla incelenmiştir. Araştırma, kedilerine lisanssız GS-441524-türü terapiyi en az 12 hafta uygulayan sahipleri hedeflemiştir. İnklüzyon kriterlerini karşılayan 393 analiz edilmiş incelemeye göre, bu terapiyi uygulayan sahiplerin %73,7’si Birleşik Devletler’dendir. Sahiplerin sadece %8,7’si, kedilerini tedavi ettirmek için veterinerlerinden kayda değer bir yardım aldığını bildirmiştir. Tedavinin ortalama tutarı USD4920 olmuştur. Sahiplerin büyük bir çoğunluğu (%88,2), terapiyi uygulamaya başladıktan bir hafta sonra gözle görülür bir gelişim olduğunu bildirdiler. İncelemenin olduğu zaman %96,7’si (380 kedi) hayattaydı; bunların %54’ünün iyileşmiş olduğu düşünülmüş olup diğer %43,3’ü de 12 haftalık gözlemleme döneminde gözlemlenmiştir. Toplamda kedilerin %12,7’sinde FIP hastalığının klinik bulguları nüksetmiş ve GS-441524-türü terapiye rağmen kedilerin %3,3’ü ölmüştür. Bildirilen vokalizasyon, ağrı, mücadele ve enjeksiyon yeri yaraları gibi komplikasyonların çoğu, sahiplerin asidik GS-441524-türü terapiyi deri altı enjeksiyon uygulamalarından dolayı oluşmuştur. Bu araştırmanın sınırlamalarına geriye dönük tasarım, vaka seçiminde yanılma, sahiplerin bildirdiği verilere olan güvenilirlik ve lisanssız ilaçların içeriklerinin teyit edilememesi; fakat, bu sahiplerin deneyimlerinden önemli dersler çıkartılabilir. Her ne kadar aşılmadık olsa da ve medikal ve yasal risklerinden arınmış olmasa da lisanssız, evde GS-441524-türü terapi, sahiplerin bildirilerine göre, FIP olmasından şüphelenilen kedilerin tedavisinde görünüşe göre fayda sağlayabilir. 1. Giriş Mart 2020’den beri SARS-CoV2 olarak bilinen koronavirüsün yayılması, küresel çapta COVID-19 pandemisine dönüşmüştür. Benzer ama kedilere özel kedi koronavirüsü (FCoV) olarak da bilinen virüs, kediler için ölümcül bir hastalık olan kedi enfeksiyöz peritonitisi (FIP) hastalığına sebep olan virüstür. Viral RNA barındıran antiviral ilaçlar, COVID-19 için potansiyel tedavi edici ve önleyici faydalar sağladı; bu faydaların arasında adenozin nükleosid monofosfat ön ilaç GS-5734, daha çok da remdesivir (Gilead Sicences, Inc. (Foster City, CA, ABD) olarak da bilinmektedir (1). 2018 yılında Murphy et al. tarafından yayınlanan bir araştırma, kimyasal olarak daha az kompleks olan ana nükleosid GS-441524 ilacının (bu da Gilead tarafından patentlenmiştir) deneysel olarak endüklenen FIP’in 4,0 mg/kg deri altından 12 hafta boyunca her 24 saatte (84 gün) on laboratuvar kedisine doz olarak uygulandığında etkili olduğu görülmüştür (2). Daha sonra 2019 yılında aynı grup, FIP taşıyan sahipli 31 kedi üzerinde de GS-441524 ilacını kinik deney yürüterek uygulamış ve sonucunda da bu ölümcül hastalığın kliniksel olarak bu nükleosid analog ile geriletildiği görülmüştür (3). GS-441524 için bileşen (2R,3R,4S,5R9-2-(4-aminopirol[2,1-f][1,2,4]triazin-7-yl)-3,4,dihidroksi-5(hidroksimetil)tetrahidrofuran-2-karbonitril; bu ilaç başka başka isimlerle de bilinmektedir (4). Bu raporda kısa söylemek gerekirse, her ne kadar Gielad Sciences tarafından üretilmemiş olsalar da ‘GS-441524-türü’ bileşenleri olduğunu iddia eden birçok lisanssız ilaç formüllerine değineceğiz. FCoV (kedi koronavirüsü), oldukça yaygın bir virüstür ve bu yönüyle dünya çağında ubikuitöz olarak görülmektedir (5); çoklu kedi ortamında (kediler için geçici bakım merkezleri veya üretücüler ve hayvan barınakları) gelen kedilerde %26 ila 87 arasındaki seroprevalans ile (araştırma ve dünyadaki bölgeye göre değişir) vardır (6). FCoVlu aktif enfeksiyonlar, çoğu hastada hafiften belirsiz geçici GI enfeksiyonlarına neden olmaktadır (7,8). Bu kedilerin %70’i FCoV ile geçici enfekte olurken %13’ü de sürekli olarak enfekte ve virüsü kronik olarak dışkılarından atıyorlar (9). FIP, bu kedilerin yaklaşık %5’inde FCoV’un mutasyon geçirmiş bir formundan gelmektedir (8) ve tahminin de yıllık olarak %0,3 ila 1,4 arasında kediyi öldürmektedir (3). FIP’in iki ana kliniksel sunumunda hastanın kavite efüzyonları sergilediği bir efüzif (ıslak) form ve efüzif olmayan (kuru) form bulunmaktadır. Şu ana kadar kedilerdeki FIP’in gelişimi eşit oranda ölümcül idi ve çoğu zaman doğru olarak ölüm öncesi teşhis edilmekteydi (10). GS-441524 ile sığlaştırılmış olabilen insan RNA virüslerinin keşfine devam etmeye isteğine bağlı olarak belki de Gilead, kedilerde GS-441524 terapisine ilaç geliştirme çalışmalarını durdurdu. Bu da FIP teşhisi konmuş ve kesin kez ölecek olan kedilerin sahiplerinin yoğun GS-441524 talebine yol açmıştır. Sonuç olarak, birçok lisanssız (bazen “kara borsa” olarak tabir edilir) ilaç üreticileri, bu bileşeni kedi sahiplerine şu anda Gilead Sciences tarafından ABD patentine yetkilendirilmemiş olan internet üzerinden satmaya başladı (4). Evrim de büyük ölçekli, kitle kaynaklı, çevrimiçi FIP tedavisi ve destek ağı gibi daha önce veterinerlik tıbbının görmediği şekillerde devam etti. GS-441524-türü ilaçları temin edebilmeleri, bir protokol planlamaları ve kedilerine FIP tedavisi uygulayabilmeleri için kedi sahiplerine yönelik bazı destek grupları bulunmaktadır. GS-441524 halen ABD ve diğer yerlerde lisanssız tedavi olarak görülürken, bu ilaçların çoğu veteriner gözetimi olmadan üretilmekte, alınmakta, uygulanmakta ve izlenmektedir. Bu araştırmanın hedefi lisanssız, kitle kaynaklı bu FIP tedavisini resmen değerlendirmek ve hangi faktörlerin tedavi başarısına götürdüğünü belirmektir. Bunu elde etmek için de yukarıda bahsi geçen sosyal medya gruplarından en büyüğünün üyelerini ve GS-441524-türü ilaçların distribütör gruplarının üyelerini inceledik. Bulduklarımız gerçekten şoke ediciydi; sadece vasıfsız, sıradan insanlar düzenli olarak kedileri için bu terapiye katılmıyor, sahiplerin bildirdiği veriye dayanarak aynı zamanda bir çare başarısı yakalamakta da mütemadiyen başarı yakalanıyordu. İlave hasta, tedavi ve sonuç karakteristikleri bu araştırmada incelenmiştir. 2. Materyaller ve Yöntemler Google Forma (docs.google.com/forms) üzerinde bir anket (tamamlayıcı veriler de dahil) yaratılmıştır. Anket, tanınmış bir sosyal medya sayfasında (“FIP Warriors”) GS-441524-türü tedavi ve dağıtımına ithaf edilerek dolaşıma sokulmuştur. Kedilerinde FIP olma şüphesi taşıyan (kendi bireysel veterinerlerinden elde edilen çeşitli verilere dayanarak) ve en azından bir miktar GS-441524 tedavisi almış kedi sahipleri hedef alarak reklamı yapılmıştır. Bu hastaların bazıları, 84 tam gün bu tedaviyi almış, diğerleri ise tedavi protokolüne başlamış ve akabinde bu hastalıktan ölmüş veya komplikasyonlar nedeniyle uyutulmuştur. Dahil edilme kriterleri, FIP olma şüphesiyle GS-441524-türü tedaviyi görmüş (sonrasındaki sonuç ne olursa olsun) veya tedaviye başlamış ama ardından ölmüş herhangi bir kediyle ilgili verilen cevapların olduğu anket cevapları olmuştur. Dışlama kriterleri ise, 84 günden az tedavi görmüş (tedavi ortası protokolü olması nedeniyle) veya cevaplanmayan anket sorularından elde edilen veri eksikliğinin çokluğu olmuştur. Anketi doldurmak kedi sahipleri için yaklaşık olarak otuz dakika sürmüştür ve sorular çoklu cevaplar ve kısa cevap formatında olmuştur. Bazı sorular, sahipler ankette ilerlerken hiyerarşik düzende bir önceki soruların cevaplarına göre ilerlemiştir. Anketi paylaşmak ve sirkülasyona sokmak için izin, sosyal medya grupların yöneticilerinden alınmış olup ilgili grup sayfalarında sürekli olarak paylaşıma sokulmuştur. Anket verileri 31 Temmuz 2020 ile 25 Ekim 2020 tarihleri arasında toplanmıştır. Araştırma, Ohio Eyalet Üniversitesi’nin Kurumsal İncele Kurulu tarafından onaylanmıştır (protokol #2021E0162). Tüm verileri Minitap versiyon 19’a (Eyalet Üniversitesi, PA, ABD) analiz için girilmiştir. Tanımlayıcılar ve sıklıklar tüm kategorik değişkenler için hesaplanmıştır. Temel tanımlayıcı istatistikler, tüm sürekli değişkenler için hesaplanmıştır. Gruplar arasındaki farkları karşılaştırmak için iki numune t-testleri veya tek yönlü ANOVAlar 0,05 ve %80 güç ile ayarlanmış alfa set kullanılmıştır. 3. Sonuçlar
3.1. Sahip/Hasta Özellikleri Araştırma boyunca toplamda 411 anket toplandı; bunlardan 393’ü enklüzyon kriterlerine uygunlardı ve bilinen durumları (yaşayan-ölen) vardı. Geriye kalan 18 anket de yeterli bilgi edinebilmek için tam anlamıyla tamamlanmamıştı. 393 vakanın %64,9’u erkek (%52,3’ü kısırlaştırılmış erkek ve %12,3’ü intakt erkek idi), %35,1’i dişi (%25,9’u kısırlaştırılmış dişi, %9,2’si intakt dişi idi) idi. Sahiplerin büyük bir çoğunluğu Birleşik Devletler’den idi (%73,7), hemen ardından da Kanadalılar (%6,6) gelmekte (Tablo 1). Tanıdaki ortalama yaş, 1,65 (yaklaşık olarak 1 yıl 8 ay); bunun standart deviyasyonu 2,28 yıl, aralığı da 2 ila 18 yıldır. Kedilerin üçte ikisinden fazlasının (%67,2) çoklu ırk, domestik uzun tüy veya domestik kısa tüylü olduğu bildirilmiştir. Geriye kalan %32,8’i de çeşitli safkan ırklardan olup bunların da çoğunun Siam kedisi (tüm kedilerin %5,6’sı) olduğu belirtilmiştir (Tablo 2). Bu da safkan ırk kedilere FIP tanısı konulması ihtimalinin yüksek olduğunu bulan 2006 yılındaki Pestean-Somogyi et al.’in on altı yıllık bir retrospektif araştırmasını da desteklemektedir. Sahiplerin neredeyse dörtte biri, veterinerlerinin doğrudan (%14,5) veya dolayı yoldan (12,0) lisanssız GS-441524 hakkında bilgi verdiğini söylerken, sahiplerin %30,36’sı da bu ilaç hakkındaki bilgiyi online araştırma yaparak bulduğunu belirtti; sahiplerin %23,21’i de GS-441524-türü tedavinin FIP’li kediler sahipleri için açılmış sosyal medya sayfalarından öğrendiklerini açıkladı (Tablo 3)
tablo2

















tablo 3
Sahiplerin büyük bir oranı (291 cevap, %74,3), veterinerlerinden en azından biraz yardım (genelde tanısal gözlemleme konusunda yardım) aldıklarını bildirmiş olsalar da sadece 34’ü (%8,7) ilaç enjekte veya oral bileşen verme gibi uygulamalı tedaviyi veterinerlerinden aldıklarını söylemiştir. 101 sahip (%25,7), öntanı haricinde herhangi bir veteriner yardımı almadıklarını belirtmiştir. Bu tip hayvan sahipleri, kedilerini kendileri tedavi etmiştir ki bu da hayvanın sıhhati hakkında kaygıları eğer sahipleri eğitimsiz veya kedilerine enjekte etme konusunda veya enjeksiyon sonrası yaralarla ilgilenme konusunda deneyimsizlerse arttırmaktadır. GS-441524-türü tedavi için farklı ilaç markalar arası tedavinin ortalama ücreti, standart deviyasyon ile $3115 ve ortalama $4000 baz alındığında $4920’dir. Bildirilen tedavi masrafları, en düşük $500 ila en yüksek $21000’dir.
3.2. Hastalığın Özellikleri Sahiplerin büyük bir çoğunluğu (224 cevap, %57,0), kedilerinin efüzif (“ıslak”) FIP belirtileri olduğunu, bunun da çoğunlukla sahiplerin belirgin bir şekilde efüzyonlarını gözlemlediğini belirtmiştir. Büyük bir grup da (169 cevap, %43,2) nörolojik ve/veya oküler hastalık belirtilerini bildirmiştir. En yaygın klinik belirtiler ise uyuşukluk/halsizlik (347 cevap, %88,3), azalmış iştah (308 cevap, %78,4) ve ateş (258 cevap, %65,7) olmuştur (Tablo 4). Tedaviye verilen cevapların en belirgin belirtileri, iştahın artması (287 cevap, %73,8), gelişmiş hareket/yürüme/zıplama (205 cevap, %52,7), gelişmiş enerji (153 cevap, %39,3) ve ateşin düşmesi 104 cevap, %26,7) olmuştur. Bildirilen relapsı olan kedilerin (%12,7) yarısından fazlası (%69,0) iştah, uyuşukluk, zayıflık ve ateşe bağlı belirtilerin kötüleşmesini yaşamıştır. İlaveten sahiplerin %14,3’ü nörolojik ve oküler belirtiler gözlemlemiştir. tablo 4 3.3. Tedavinin Özellikleri Bildirilen GS-441524-türü tedavilerin bir sürü lisanssız markaları mevcuttur. Bu bileşenlerin menşei ülkeleri tam olarak mevcut değildir. Çoklu dozaj ve formül, en çok bildirilen olmuştur(%19,4); hemen ardından da tedavi sürecinde birden fazla marka kullanan sahipler geliyor (%18,1), bunun nedeni de orijinal markanın yeniden sipariş verilmek istendiğinde artık bulunamaması olmuştur (Tablo 5). Katılımcılar arasında “dozaj (mg/kg)” ve “doz (toplam mg)” arasındaki olası yaygın kafa karışıklığı sebebiyle, sadece 203 sahip, kedileri için başlatılan ve bitirilen dozajlar sorusunda düzgün cevap verdi. Ortalama başlangıç dozajı, 2,24 standart deviyasyon ve orta değer dozajı 5mg/kg olarak 6,7mg/kg (2mg/kg ila 16mg/kg arasında) idi ve ortalama bitiş dozajı da 3,34 başlangıç dozajı ve orta değer dozajı 8mg/kg (3mg/kg ila 25mg/kg arasında) idi. Başlangıç dozajı, genel olarak UC Davis’in yapmış olduğu eski bir araştırmaya (3) dayanmış olup sahipler de sosyal medya ağlarının web sitesi yöneticilerinden hasta cevapları ve yeni laboratuvar bulgularına dayanan münferit değişiklikler için yardım istemiştir. Belirtmek gerekirse, tedavi sürecinde dozaj düşürülmemiştir. Eşleşmiş t-testi kullanarak başlangıç ve bitiş dozajları arasındaki fark oldukça belirgindi (p<0,001). Bildirilen bu dozaj, en az her 12 hafta boyunca her 24 saatte der altından optimum doz olarak 4,0mg/kg verilmesini bulan 2018 araştırmasıyla farklılıklar göstermektedir 83). Başlangıç ve bitiş dozajları gözle görülür bir biçimde, sahiplerinin nörolojik veya oküler belirtileri olan kediler için bu bulguları olmayan kedilerle karşılaştırıldığında farklılık gösteriyordu (ortalama dozajı, tedavi başladığında 8,01mg/kg ila 5,44mg/kg arasında; tedavi sonunda da 10,47mg/kg ila 6,62mg/kg olmuştur). tablo 5 393 hastanın 348’i (%88,5) 12 haftalık (84 günlük) tedaviye alınmıştır; bunlardan 45 hasta (%11,4), uzatılmış tedavi gördü (ilaveten 4 hafta daha tedavi). Tedavinin uzatılması, 12 haftalık standart tedavi süresinin sonunda belirtilerin tamamen çözünük olup olmadığına dayandırılmış olup buna gözlemleme evresinde veya sonrasında nükseden kediler dahil edilmemiştir. Hastaların çoğu (%71,7), enjekte edilebilen GS-441524 ile tedavi edilmiştir, bunlardan %8,2’si oral formüller almış ve %20,1’i de hem oral hem de enjekte edilebilen formülleri almıştır. Anketin bir parçası olarak, diğer ilaçlar ve destekleyici tedaviler de bildirilmiştir (Tablo 6). Tamamlayıcı tedavilerin arasında en yağın olanı, B1 veya B12 vitamini (%41,8) ve steroid kullanımı (%37,9) olmuştur. Sahiplerin sadece %8,2’si, gabapentin de kullandığını bildirmiştir. tablo 6 tablo 7
3.4. Sonuçları Anket esnasında enklüzyon kriterini karşılayan kedilerden 380’i (%96,7) yaşıyor ve 13’ü (%3,3) ölmüştü. Tedavinin o anki fazı ele alındığında %54,0’ı “iyileştirilmiş”, %43,3’ü gözlemleme döneminde (en az 12 haftalık tedaviyi atlatmış) ve %2,7’si de FIP belirtilerinin tekrarlaması sebebiyle yeniden tedaviye alınmıştır olarak bildirilmiştir. Efüzif (“ıslak”) FIP belirtileri olan 224 kediden sekizi (bu gruptaki kedilerin %3,6’sı), sahipleri daha anketi cevaplarken ölmüştü. Efüzif olmayan (kuru) FIP belirtileri olan 169 kediden beşi (%2,96’sı), sahipleri ankete katıldığı esnada ölmüştür. Nörolojik veya öküler belirtileri olduğu bildirilen 169 kediden sekizi (bu gruptaki kedilerin %4,7’si) ölmüştür. Ölen kedilerin dördünde hem nörolojik/öküler hem de efüzif (ıslak) FIP belirtileri ve ölen kedilerin dördünde de hem nörolojik/öküler hem de efüzif olmayan (kuru) FIP belirtileri vardı. Bu iki grup arasındaki ölüm oranı, istatiksel olarak belirgin değildi. Sahiplerin çoğu, GS-441524-türü ile tedaviye başladıkları bir hafta içinde gözle görülür bir gelişme kaydettiklerini belirtti; ve “normal davranışa dönüş”ün ortalama süresi de 3,85 hafta (1 ila 16 hafta aralığı) oldu. Nörolojik veya öküler belirtileri olan kedilerin sahipleri, %66’sının bir hafta içinde tedaviye cevap verdiğini belirtti ve bu kedilerin %16,3’ü de bir gün içinde iyileşme belirtileri gösterdiği açıklandı. Şüphelenen FIP nüksünün (12 haftalık tedavi süresinin bitmesinin ardından belirtilerin nüksetmesi olarak açıklanmıştır), 393 vakanın 50’sinde (%12,7) olduğu belirtilmiş olup bu 500 kedinin sahibinin sadece 48’i (%96) sadece bir kere nüks olduğunu belirtmiştir. Belirtilen nüksün olduğu beş kedi (%10), ya öldü ya da uyutuldu, tek bir seferlik nüksün ardından. Anket yapılırken yaşayan FIP hastalığının nüksettiği 45 kediden (%90) dokuzu o anda tedavi görüyordu, 17’si 12 haftalık gözlemleme dönemindeydi ve 19’u da iyileşti olarak görülüyordu. Belirtilen nüksün olduğu elli kedinin dördünde (%8) tanı esnasında nörolojik veya oküler belirtiler olduğu açıklanmıştır; bu da istatistiksel olarak tanı esnasında nörolojik veya oküler belirtileri olmayan kedilerin sayısıyla arasında herhangi bir farklılık olmadığını göstermiştir. 4. Müzakere Burada FIP hastalığının başarılı bir şekilde kedi sahipleri tarafından evde tedavisi uygulanan lisanssız antiviral tedavisinin bilimsel literatürdeki ilk raporunu sunmaktayız. Yazarların bilgisinde olan şey, bir veterinerlik hastalığının herhangi bir lisanssız, kitle kaynaklı bir ilacının ilk geniş çaptaki kullanımı olduğudur. Bu ilacın kullanılmasını savunmuyoruz; hedefimiz, bu bilgiyi şüpheli FIP’in tedavisinde karar verme aşamasında olan kedi sahiplerini ve veterinerleri bilgilendirmek için sunmaktır.
Erkek kediler, araştırmamızda fazla temsil edilmişlerdi (%64,9); Riemer et al’ın önceki bulgularıyla aynıydı. Bu da erkek cinsiyetinin FIP ile oldukça çok ilintili olduğunu göstermiştir (12). Ankete cevap veren sahiplerin üçte dördüne yakını (%72,7), Birleşik Devletlerde mukimdi. Bunun da nedeni büyük ihtimalle anketin İngilizce yazılmış olmasıydı her ne kadar sosyal medya sitesi uluslararası platformu hedeflemiş olsa da üyelerinin çoğu Birleşik Devletler’de yaşayanlardan oluşuyordu. Anketimize konu olan kedilerin yaş ortalaması bir yaş sekiz ay olmuştur; bu da Riemer et al’ın (2016) FIP hastalığının iki yaş altı kedilerde daha yoğun görüldüğünü bulduğuyla aynı oluyordu (12). Kedilerin üçte ikisinden fazlasının (%67,2) çoklu ırk (kırma) veya domestik kedi olduğu belirtilmiştir; bu da Riemer et al’ın 2016’da bulduğu FIP bulunan kedilerin sayısından (%78,8) oldukça düşüktü (12). Anket, GS-441524-türü ilaçlarla tedavi gören kedilerin saf ırk olduğunu ortaya koymuştur. Bunlardan yaygın olarak verilenlerin Siam oranı %5,6 olurken, Maine Coon %3,05, Bengal %2,8 ve British Shorthair olanların oranı da %2,54 olmuştur. Araştırmamızda saf ırk kedilerin fazla temsil edilmiş olmalarının sebebi, Pesteanu-Somogyi et al’ın önceden (2006) belirttiği gibi FIP yaygınlığının artması olmuş olabilir (11); yüksek oranda çoklu kedi ortamında evde bulunmaları veya saf ırk kedi sahiplerinin kedilerine bolca ve maddi anlamda daha çok yatırım yapmaya hevesli olmaları olmuş olabilir. İlginç olan sahiplerin yaklaşık dörtte biri (%26), kedilerini FIP teşhisi konulmasından sonra veterinerlerinin yardımı veya bilgisi olmadan tamamen kendilerinin tedavi ettiklerini belirtmişlerdir. Not almak gerekirse, ankete katılanların büyük çoğunluğu her ne kadar veterinerlerinden tedavi için yardım ve destek almamış olsa da bu çoğunluğun tahmini FIP teşhisini öğrenmeleri için klinik ve laboratuvar verileri (örneğin tam kan sayımı, biyokimya, sıvı analizi, vb.) bakımından veterinerlerinden yardım aldıklarını düşünüyoruz, çünkü tedaviye başlamadan bu verilere sosyal medya sitelerinin yöneticilerinin ihtiyacı olmaktadır.
Bu sahipler, GS-442415-türü tedaviyi uygulayabilmek için ihtiyaçları olan yardımı sosyal medya web siteleri, büyük oranda da bu sitelerin yöneticilerinin yardımıyla yapabilmişlerdir. Sadece %8,7’lik oranı, kedilerine GS-441524 tedavisi uygularken veterinerlerinden sürekli rutin test ve tekrarlanan tanı işlerini sunmak yerine ilacı verme yardımı aldıklarını açıkladı. Sahiplerin büyük çoğunluğu (%65,6), tekrarlanan kan işleri ve diğer teşhislerin olduğu tedavi için veterinerlerini takip ettiğini belirtmiştir. Sonuçlarımızdan bu veterinerleriyle takip eden süreçlerin hangi aşamasında veteriner ekibine evde GS-442415 tedavisinden bahsedildiği tam olarak net değildir. Anekdot olarak sosyal medya web sitelerinin yöneticilerinin her bir münferit kedinin sürecini tedavi protokolü üzerinden bir çizelge ile takip ettikleri bilinmektedir. Kilo, hematokrit, akyuvar sayısı, lenfosit sayısı, nötrofil sayısı, monosit sayısı, albümin, globülin, serum A:G oranı (albümin globülin oranı), toplam bilirubin, BUN (kan üre nitrojeni), kreatinin ve ALT (alanin transaminaz) gibi çeşitli parametreleri gözlemliyorlar. Aylık kan çalışmaları değerlerinin sürecine dayanarak gelen veteriner ne zaman ya tedavi hakkında yeterli bilgi olmayınca ya da tıp lisanslarını tehlikeye atma korkusunun yarattığı isteksizlik sebebiyle yardım edemeyecek durumdaysa sahipler, kaydoldukları web sitesi yöneticilerine danışabilir. Bu bulgu da FIP hastalarına yardım etme çabasında olan yöneticilerin lisansları olmadan veterinerlik işlerine girişmeleri sebebiyle ceza almaları ve bilmeyerek zarar vermeleri, buna ilaveten de veterinerlerin bu çalışmada ne gibi rolleri olduğu konusunda önemli soruları da beraberinde getiriyor.
Hasta kedilerine yardım etmek için bu ilacı lisanssız kaynaklardan edinen sahiplerin ön anekdotsal raporları, 10.000-20.000 ABD doları fiyat aralığı söylentisiyle oluştu ve anketimize katılanlardan bazıları bu fiyatı ödediğini belirtti. Ama her ne kadar aşırı pahalı bir tedavi olsa da sahipleri ortalama tedavi ücreti olarak 5.000 ABD dolarının altında bir fiyat verdi ($4.920). Bu fark da ürünü üreten lisanssız şirketlerin çoğalması ve böylece masrafları rekabet içine sokmaları olabilir. Tedavi masrafının zamanla azalmasının sebebi olarak bunu görmekteyiz ama kesin olarak belirtemeyiz, çünkü anketimiz tedavi takvimiyle ilgili soru sormadı.
Uluslararası kaynaklı ve belki de piyasadaki en iyi bilinen Gs-441524-türü formül olam Mutian, etiketinde GS-441524’e yer vermez ama onun yerine FIP tedavisi için “besin takviyesi” diye adlandırır (13). Fakat, bu marka sahiplerin en çok bildirdiği GS-441524-türü çözeltiydi; hem sahiplerin hem de web sitesi yöneticileri bu markanın GS-441524-türü ilacı muhteva ettiğini düşünüyordu. Ankete katılan sahipler, orijinal araştırmada belirtenden daha yüksek başlangıç dozajları (4,0mg/kg) (3) ve büyük ihtimalle de kedinin tedaviye cevap verişine bağlı olarak daha yüksek bitiş dozajları olduğunu bildirdi. Averaj başlangıç dozajı, 6,7mg/kg ve bitiş dozajı da 8,5mg/kg idi; bu fark oldukça belirgindi (p < 0,001). Nörolojik ve oküler FIP belirtileri gösteren kedileri olan sahiplere web sitesi yöneticileri tarafından daha yüksek dozaj (8mg/kg) ile başlamaları önerildi. Bu uygulamanın doğrulanıp doğrulanmadığı belirsizdir, çünkü 8mg/kg Mutian ve simültane kedi interferon omega ile tedavisine başlanılan bir oküler hastalık bildirimi haricinde bir nörolojik ve oküler FIP tedavisi için GS-441524-türü tedavi uygulamasıyla ilgili herhangi bir veri bulunmuyordu (14). Nörolojik olmayan/ oküler olmayan FIP teşhisi konulan kediler ile daha sonraları nörolojik veya oküler belirtiler gösteren kedilerin tedavisi için de dozajların arttırılması önerilmiştir.
Sahiplerin çoğu, dört veya sekiz haftalık bir sürede kedilerinde gözle görülür iyileşme görmedikleri zaman da dozajı arttırmıştır; anektodsal olarak 0,5 veya daha düşük oran bulunan A:G serumu olarak belirtilmiştir. Gözlemlerimizden yola çıkarak sahiplerin bazıları, kedilerinin klinik belirtilerini tedavi etmek için başlangıçta daha düşük bitiş dozajları uygulayarak kedilerine iyi gelip gelmediğini görmeyi tercih etmişlerdir; bunun nedeni de genelde masraflar olmuştur. FIP için GS-441524 üzerine olan orijinal araştırmalar, FIP olan kedilerde dozaja 2,0mg/kg ile başlanmasının başarı oranının düşük olduğunu bildirdi ve bu sebeple de en uygun dozajın her 24 saatte deri altından verilmek üzere 4,0mg/kg olması gerektiğini belirtti (3). UC Davis’in kontrollü araştırması (3) ve araştırmamıza konu olan lisanssız GS-441524-türü tedaviyi alan sahipler arasındaki etkili dozaj, çeşitli yeraltı üreticilerinin kalite kontrolünün yapılamaması olabilir. Lisanssız formüllerin az saf çözelti veya başka bir deyişle farmasötik-dereceli çözeltiden daha az potent içermesi olasıdır. Böylece, bu dozajları karşılaştırmak zorlu bir mücadele olmaktadır.
UC Davis’in araştırmasındaki orijinal tedavi protokolüne dayanarak tavsiye edilen tedavi süresi 84 (12 hafta) gündür (3). Sosyal medya web sitesindeki gözlemlerimizden, tedaviyi bitirme kararı ve 84 günlük (12 haftalık) gözetleme süresinin sadece sahiplerin bildirdiği klinik belirtilerin (minör artık oküler veya nörolojik belirtilerin nadir istisnalarıyla) tamamen sona ermesine değil de aynı zamanda 12 haftadaki kan işlerinin serum protein seviyelerini göstermesine de dayandığı görülmüştür. Çoğu zaman sosyal medya sayfasındaki gönüllü bir veteriner, sahipler için kan işlerini inceler ve GS-441524-türü tedavinin kesilmesini onaylar. Bazı kedilerin 12 haftalık süreden daha kısa bir sürede kliniksel gerileme gösterirken sahipler ve web sitesi yöneticileri, tedaviyi 12 haftadan daha erken bir sürede kesilmesine kedilerin nüksedecek korkularından gönülsüzdürler. 12 haftadan daha kısa olan tedavi kursları henüz değerlendirilmemiştir. Anket katılımcılarımızın hiçbirisi, tedavinin kısa sürede (<12 hafta) sona erdirildiğini bildirmedi; kedinin ölümü veya uyutulması durumları hariç. Sosyal medya web siteleri yöneticilerinin kurduğu protokol, tüm sahiplere enjekte edilebilen GS-441524-türü ilaçla tedaviye başlamalarını önermektedir. Bunun da gastrointestinal belirtiler (kusma, ishal) veya anoreksiya gösteren kedilerde ilaçların enterik emilimi sebebiyle ortaya çıkan kaygılar yüzünden süperiyor olduğu düşünülmektedir. Enjekte edilebilen ilaçlarla tedavide iki ila dört hafta arasındaki süreden sonra kediler, oral formüle geçebilirler mi diye görmek için vaka başına yeniden değerlendirilmektedir. Her iki ilaç formları ile ilgili hasta uyum durumları ortaya çıkmaktadır. Oral formüldeki konsantrasyon çözeltisi düşüktür; çoklu tablet verilmesi gerekmektedir ve bu da yerine getirmek için sahiplere zorlu gelebilmektedir. Tüm hastalara enjekte edilebilen formülün verilmesi daha kolay olurken, ilacın stabil tutulması için gerekli olan pH da değer 1,5 olduğunda çok asidiktir (3) ve bu da enjeksiyon esnasında ağrı ve vokalizasyona yol açmaktadır. Anketimize katılan sahiplerin çoğunluğu (%71,7), sadece GS-441524’ün enjekte edilebilen formülünü kullandıklarını bildirmiştir; %8,2’si de sadece oral formülü kullandıklarını bildirmiştir. Muhtemelen enjekte edilebilen formülün asidik doğası sebebiyle, hastaların çoğunluğu (enjeksiyon alanların %89’u) enjeksiyon sonrasında vokalizasyon tepkisi göstermiştir ve çoğu da (enjeksiyon alanların %83’ü) aynı zamanda enjeksiyon bölgesinde ağrı tepkisi göstermiştir. Enjeksiyon bölgesindeki ağrı ve morbidite, medikasyondan gelen olumsuz gelişme olarak hesaba katılmıştır. Çoğu kedi (enjeksiyon alanların %46’sı), önceki enjeksiyon bölgesinde yara veya iltihap geliştirmiş olurken kedilerin %43’ünün de (enjeksiyon alanların) enjeksiyon bölgesinde kanama yaşadığı bildirilmiştir. B1 veya B12 vitaminlerinin enjekte edilebilen ve oral formülleri, sahipler tarafından genelde tercih edilen destekleyici tedavi olmuştur. Bu da çoğunlukla anemisi olan, gastrointestinal belirtileri olan ve/veya anoreksiyası olan kedilere yardımcı olması için tercih edilmiştir (15). Hematolojik etkilere ek olarak B12 vitamini, nörolojik ve kardiyovasküler sistemler gibi diğer vücut bölgelerini etkiler ve böylece insanlardaki hastalıkların engellenmesinde yardımcı olabilir (16); bu da FIP şüphesi olan kedilerde ya tedavi amaçlı ya da profilaktik olarak kullanılabilir. Şaşılmayacak derecede ise, ikinci en yaygın en tedavi steroid (farz olunan glukokortikoid; ankette bahsedilmemiştir) ki bu da genelde FIP için standart tedavi parçası olmuştur (17). Bir grup çeşitli nutrasotik bildirilmiş ya subkütanöz ya da intravenöz sıvı terapisi (%27,4; ankette ayırt edilememiştir), yaygın olarak destekleyici vaka olarak değerlendirilmiştir. Antibiyotiklerin sıkça kullanımı (enjeksiyon bölgesi yaraları/apseleri farz edilen kullanımı, nötropeni sebebiyle profilaktik kullanımı veya diğer empirik kullanımı), bu ilaçların nasıl elde edildiği konusunda önemli kaygıları ortaya çıkarıyor ve uygun antimikrobiyal koruyuculuğun uygulanıp uygulanmadığını sordurtuyor. Gariptir ki “ışın terapisi” (aynı zamanda fotobiyomodülasyon olarak da bilinmektedir), sahipler tarafından %&11,9 oranında kullanılmıştır. Bu terapi, nadiren de olsa inflamatuvarlı durumlarda, analjezi ve yaraların iyileşmesini hızlandırmak için alternatif yaklaşım olarak veterinerlik ilacı olarak kullanılmıştır (18,19). Işın terapisinin tedavinin enjeksiyon seçeneği kullanıldığı için oluşan yaraları iyileştirmek için en çok kullanılan yöntem olduğuna dair şüpheler vardır. Ağrı kontrolü, beklenildiği kadar sık bildirilmemiştir. NSAIDler (steroid olmayan anti-enflamatuar ajanlar), büyük ihtimalle sık eş zamanlı steroid kullanımı sebebiyle nadiren bildirilmiştir. Gabapentin, sahiplerin sadece %8,2’si tarafından bildirilmiştir; bu ilaç da hastanın uyuşturulması/ kimyasal kısıtlayıcı ya da analjezi olarak kullanılmış olabilir. Bu verilerden bulduğumuz en çarpıcı şey ise tedaviye olumlu cevap veren ve araştırmanın kayda geçilmesi esnasında sahipleri tarafından tamamen kliniksel iyileşme gösteren (daha önce FIP teşhisiyle bağlantılı ortaya çıkan kliniksel belirtilerden kurtulmuş) kedilerin sayısının bildirilmesi olmuştur. Sadece küçük bir yüzdelik (%2,7), hastalığın nüksetmesi sebebiyle tedaviye devam ediyordu, ki bu da FIP tanısına yol açan veya FIP şüphesi taşıyan yeni kliniksel belirtilerin ortaya çıkmasına neden olan nüks olarak görülmüştür. Bu da efüzif ve efüzif olmayan, oküler ve nörolojik FIP de dahil FIP’in çeşitli klinksel görünümlerine göre doğru olmaktadır. Neredeyse kedilerin tamamı (%96,7), sahipleri ankete katıldığında hayattaydı. Önceden GS-441524’ün efüzif ve efüzif olmayan FIP formları için etkili tedavi yöntemi olduğu düşünülüyordu; oküler ve nörolojik formlarının bu ilacın kan/göz ve kan/beyin bariyerlerini geçememesi nedeniyle bu ilaçla tedavisinin daha zor olduğuna inanılıyordu (2). Dahası, GS-441524’ün göz sıvısı ve serebral omurilik sıvısı (CFS) olarak daha önceden yapılan ölçüm örnekleri de önemli oranda GS-441524 deri altı enjeksiyonlarını müteakip serum örneklerinden daha düşük konsantrasyon göstermiştir. Araştırmamızda sahiplerin %42,3’ü, kedilerinin ya nörolojik ya da oküler belirtileri olduğunu ve bu kedilerin de sadece %4,7’sinin de yaşayamadığını bildirmişti. Bu sebeple de bu alanda daha fazla araştırma gerekirken, araştırmamız da GS-441524-türü tedavinin bu hastalar için de bir seçenek olduğuna dair kanıt sunmaktadır. Bunun nedeni de sahipleri tarafından evde tedavi gören bu gruptaki kedilerin hem başlangıç hem de bitiş dozajlarının, yayınlanan orijinal dozaj miktarından önemli derecede yüksek olmasıdır (3). Farklı lisanssız GS-441524-türü antiviral ilaçların markalarının bolluğu sebebiyle ve sahiplerin tedavi süreci boyunca çoklu marka kullandıkları için de araştırmamız, bir markanın diğer bir markadan daha üstün olduğunu bulmak için yetkilendirilmedi. Bu da araştırmada yer alan kedilerin çoğunun araştırma yazılırken hayatta olmaları gerçeğiyle karışmıştı ki bu da hepsi olmasa da çoğu GS-441524-türü markalar arasındaki oldukça yüksek etkinliği göstermektedir. Bu araştırmadaki asıl önyargıları kabullenirken GS-441524-türü ilaç üretiminin gözetim eksiliğinde dolayı, yine de bu ilacın sahiplerin bildirdiği verilere dayanarak FIP tedavisinde oldukça başarılı olduğu görülmektedir. Yine de bu çeşitli çözeltilerin konsantrasyon, saflık, pH, potansi, absorpsiyon modeli, yan etkiler ve diğer karakteristik özelliklerine göre farklılıklar göstermektedirler ve bu da ileriki araştırmalarımız için bunu değerli bir yol yapmaktadır. Dikkate değer olan şey ise burada listelenmiş markaların herhangi birinin GS-441524-türü çözelti muhteva ettiğini teyit edemeyiz; bu da bizim ve diğer gruba aktif inceleme için önemli bir alan sunmaktadır. Yine de bu markaların bazılarının diğer nükleosit analog antiviralleri, GC376 proteaz inhibitörü (20) veya tamamen başka bir şey muhteva ettiği olasıdır. Araştırmamızın belirgin kısıtlaması, felin bulaşıcı peritonitisi için antemortem tanı testi olmaması (invazif ameliyat ve nadiren de olsa yapılan biyopsi dışında) ve ankete cevap verenlerimizin hem FIP sosyal medya ağlarına hem de anketimize katılmayı kendilerini seçmesidir. Bu sebeple de ankete katılan sahiplerin 393 kedisinin 380’inin hayatta olduğu bildirilmiştir ve bu kedilerde veya ölen o 13 kedide FIP tanısını konfirme etmenin yolu yoktur, çünkü nekropsi bildirilmemiştir. Hiç şüphesiz ki hastaların bazılarına yanlış teşhis konulmuş ve sahipleri de GS-441524-türü tedaviyle hayvanlarını tedavi etmeleri yönünde yanlış yönlendirilmiş olabilirler. Böylece, bazı hastaların tedaviye olumlu cevap vermeleri tamamen tesadüf olmuş olabilir. Benzer bir şekilde de tedaviye iyi cevap vermeyen (başka bir deyişle ölen o 13 kedi) hastalar da başka bir hastalıktan mustarip olmuş olabilir. Lakin, bu tedavinin masrafları ve edinebilmenin uzun süren süresi ele alındığında birçok hasta için teşhisin ve tedavinin zaten görülüp yorucu olduğunu ve FIP’in de aslında en diferansiyel olduğunu farz etmek mantıklıdır. Dikkat etmek gerekirse, FIP için tek, minial olarak invazif, definitif tanı testi olmazken GS-441525-türü tedavinin FIP için destekleyici ve hatta teşhis koyucu olması göz önünde bulundurulabilir. Sahiplerin çoğu (%88,2), tedaviye başlanmasının birinci haftasında kliniksel belirtilerde gözle görülür iyileşme olduğunu ve “normal davranışlara dönme” süresinin ortalamasının da 3,85 hafta olduğunu bildirmiştir. Bu sebeple, gelecekte FIP olduğundan şüphelenen kediler, GS-441524-türü tedaviye başlayabilir ve ilaca hızlı cevap verilmesi de hem tanı koydurucu yöntem hem de tedavi amaçlı faydalı olabilir. Fakat renal ve heptik fonksiyon, nükleosit analogların hem nefrotoksik hem de heptoksik olabilmesi sebebiyle sürekli olarak incelemeye tabi tutulmuştur (21). Yukarıda bahsedilen kısıtlama ile ilgili olarak seçim yanlılığı bir ihtimal araştırmamızdaki terapinin göze çarpan başarısında büyük bir rol oynadı. Araştırma, FIP destek sayfaları olan ana sosyal medya sitelerinde, aynı zamanda da “iyileşmiş” sayılan, nüks yaşayarak uzatılan tedavi gören, nörolojik ve oküler veya efüzif (ıslak) FIP’ten muzdarip olan kediler için olan alt kategorilerde dolaşıma sokulmuştur. Ankete verilen cevaplar, kedileri en az 12 haftalık tedavi gören sahiplerden istenmiştir. Bu hedefimiz olan lisanssız GS-441524-türü ilaçları kullanan internet kullanıcılarından bilgi toplamayı gerçekleştirirken verilen cevaplar da hiç şüphesiz kedileri GS-441524-türü tedaviye başlayan ama hemen ardından ölen sahiplere karşı bayağı miktarda önyargı oluşturmuştur, çünkü ya sosyal medya sayfalarından ayrılmış ya da tedavinin başarısız olması sebebiyle bir heveslerinin olmaması da dahil duygusal olarak düşük modda oldukları için ankete katılmak istememişlerdir. Sahiplerin kedilerini bu hastalık sebebiyle kaybetmeleri yüzünden sosyal medya web sitelerinden ayrılmalarını anlamak mantıklıdır veya bu iletişleri sosyal medya sitelerinin algoritmaları fazla dolaşımda tutmadı. İleri kızışan etki de orijinal FIP tedavi sayfası, 2020 Ağustos’unda ana sosyal medya şirketi tarafından kaldırılmış olması gerçeğidir. Kalan grup üyelerinin de “ilgi önyargı”sından etkilenmiş olmaları ihtimal dahilindeyken sadece en coşkulu ve pozitif eğilimi olanlar grupta kalmıştır. Burada bahsedilen başarı oranını arttıranın bu faktörler olma ihtimali vardır; yine de Çin’de yürütülen güncel bir araştırma da benzer ve GS-441524 ve GC^/& ile tedavi edilen kedilerde yüksek başarı oranı (30 kediden 29’u kliniksel olarak iyileşmiştir) bulmuştur (22). Böylece bu sahipler tarafından verilen sonuç verileri, ön veri olarak görülmeli ve GS-441524-türü tedavinin gerçek etkinliği üzerine daha fazla araştırma, alan koşulları kapsamında mutlaka gereklidir. Araştırmanın diğer kısıtlamaları arasında anketin 30 dakikada tamamlanmasıdır ki bu da sahipler bir noktada soruları cevaplamaktan yorulmuş olabilir. Ön peşin hükümler, olası cevaplara uzun bir liste sunan soruların da güçlü bir rol oynamış olma ihtimali olmuş olabilir (23). Dahası, sahiplere (medikal tarihçeleri olmayan) hasta kedileriyle ilgilendikleri stresli bir dönemdeki olayları hatırlama konusunda güvenmek de hükümlerin hatalı anımsanmasına yol açmış olabilir. Kısmen bu konulardan dolayı, FIP için lisanssız GS-441524-türü tedavi hakkında devam eden prospektif bir analiz yürütmektedir. Yine de burada elde edilen veri, veteriner ilacı olarak emsalsiz bir olayı göstermektedir ve bu sahiplerin deneyimlerinden anlamlı dersler alınabilir. Önemli olan, her ne kadar GS-441524 yapısal olarak remdesivire benzemiş olsa da ve bunun da diğer koronavirüslere karşı etkili olacağına inanılsa bile, anketi cevaplayanlardan hiçbirisi, kedileri için kendilerinin veya diğerlerinin kullandığı lisanssız GS-441524-türü formüllerin insanlardaki SARS-CoV-2 tedavisi için kullanılmasından bahsetmedi. Bu, FIP olan kedileri için tedavi için çare aranmasının yeraltı GS-441524-türü tedavi piyasasının oluşmasına yol açan aynı çaresizliğin anket esnasında COVID-19’dan muzdarip olan sevdikleri olan milyonlarca aile için de geçerli olabildiğini görmek oldukça şaşırtıcıydı. Yine de böylesi bir kullanımla ilgili herhangi bir bilgimiz yoktur; ne anketimizdeki verilerden ne de bu sosyal medya web sitelerini anekdotsal gözlemlerimizden. Mevzuata ilişkin görüş açsından insanlarda kullanılan lisanssız GS-441524-türü ilaçlar daha ciddi yasal kaygıları da beraberinde getirir. 5. Sonuçlar Alışılmadıkken ve kesinlikle medikal ve yasal riski olmazken, lisanssız, evde uygulanan GS-441524, türü tedavinin etkili olarak FIP hastası kedilerdeki kliniksel belirtileri kaldırdığı sahipler tarafından bildirilmiştir. Bu lisanssız tedavi, hastalığın çeşitli kliniksel sunumlarına (efüzif, efüzif olmayan, nörolojik ve oküler) karşı görünür şekilde etkilidir. FIP tedavisi için kullanılan bu belirgin ilacın geleceği belirsizdir, çünkü GS-441524 üretimi, dağıtımı ve patent haklarının durumu sürekli olarak evrimleşmektedir. Fakat bu tedavi, sosyal medya ve daha önceleri %100 ölümcül olan bir hastalık için “mucize ilacın” kurum tarafından yok sayılmasından kaynaklanan boşluğu doldurmak isteyen kitle kaynaklı bütçeler için bir test vakası sunmaktadır. Bu, bir veterinerlik ilacının ortaya çıkışıyla ilgili bir ilk olabilir ama günümüzün oldukça iyi bağlantılı internet dünyasında kesinlikle son olmayacaktır.
Referanslar 1. Frediansyah, A.; Nainu, F.; Dhama, K.; Mudatsir, M.; Harapan, H. Remdesivir and its antiviral activity against COVID-19: A systematic review. Clin. Epidemiol. Glob. Health 2021, 9, 123–127. [CrossRef] [PubMed] 2. Murphy, B.G.; Perron, M.; Murakami, E.; Bauer, K.; Park, Y.; Eckstrand, C.; Liepnieks, M.; Pedersen, N.C. The nucleoside analog GS-441524 strongly inhibits feline infectious peritonitis (FIP) virus in tissue culture and experimental cat infection studies. Vet. Microbiol. 2018, 219, 226–233. [CrossRef] [PubMed] 3. Pedersen, N.C.; Perron, M.; Bannasch, M.; Montgomery, E.; Murakami, E.; Liepnieks, M.; Liu, H. Efficacy and safety of the nucleoside analog GS-441524 for treatment of cats with naturally occurring feline infectious peritonitis. J. Feline Med. Surg. 2019, 21, 271–281. [CrossRef] [PubMed] 4. Pubchem. PubChem Compound Summary for CID 44468216 [Internet]. National Center for Biotechnology Information. 2021. Available online: https://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/compound/gs-441524 (accessed on 28 May 2021). 5. Pedersen, N.C. An update on feline infectious peritonitis: Virology and immunopathogenesis. Vet. J. 2014, 201, 123–132. [CrossRef] [PubMed] 6. Drechsler, Y.; Alcaraz, A.; Bossong, F.J.; Collisson, E.W.; Diniz, P.P.V. Feline coronavirus in multicat environments. Vet. Clin. N. Am. Small Anim. Pract. 2011, 41, 1133–1169. [CrossRef] [PubMed] 7. Ettinger, S.J.; Feldman, E.C.; Cote, E. Textbook of Veterinary Internal Medicine—eBook; Elsevier Health Sciences: Amsterdam, The Netherlands, 2017. 8. Lewis, C.S.; Porter, E.; Matthews, D.; Kipar, A.; Tasker, S.; Helps, C.R.; Siddell, S.G. Genotyping coronaviruses associated with feline infectious peritonitis. J. Gen. Virol. 2015, 96, 1358–1368. [CrossRef] [PubMed] 9. Addie, D.D.; Jarrett, O. Use of a reverse-transcriptase polymerase chain reaction for monitoring the shedding of feline coronavirus by healthy cats. Vet. Rec. 2001, 148, 649–653. [CrossRef] [PubMed] 10. Pedersen, N.C. An update on feline infectious peritonitis: Diagnostics and therapeutics. Vet. J. 2014, 201, 133–141. [CrossRef] [PubMed] 11. Pesteanu-Somogyi, L.D.; Radzai, C.; Pressler, B.M. Prevalence of feline infectious peritonitis in specific cat breeds. J. Feline Med. Surg. 2006, 8, 1–5. [CrossRef] [PubMed] 12. Riemer, F.; Kuehner, K.A.; Ritz, S.; Sauter-Louis, C.; Hartmann, K. Clinical and laboratory features of cats with feline infectious peritonitis—A retrospective study of 231 confirmed cases (2000–2010). J. Feline Med. Surg. 2016, 18, 348–356. [CrossRef] [PubMed] 13. MUTIAN. Cat FIP Symptoms & Treatment: Free Online Support. Available online: https:/www.mutian.us/ (accessed on 1 March 2021). 14. Addie, D.D.; Covell-Ritchie, J.; Jarrett, O.; Fosbery, M. Rapid Resolution of Non-Effusive Feline Infectious Peritonitis Uveitis with an Oral Adenosine Nucleoside Analogue and Feline Interferon Omega. Viruses 2020, 12, 1216. [CrossRef] [PubMed] 15. Maunder, C.L.; Day, M.J.; Hibbert, A.; Steiner, J.M.; Suchodolski, J.S.; Hall, E.J. Serum cobalamin concentrations in cats with gastrointestinal signs: Correlation with histopathological findings and duration of clinical signs. J. Feline Med. Surg. 2012, 14, 686–693. [CrossRef] [PubMed] 16. O’Leary, F.; Samman, S. Vitamin B12 in health and disease. Nutrients 2010, 2, 299–316. [CrossRef] [PubMed] 17. Hartmann, K.; Ritz, S. Treatment of cats with feline infectious peritonitis. Vet. Immunol. Immunopathol. 2008, 123, 172–175. [CrossRef] [PubMed] 18. Hamblin, M.R.; Demidova, T.N. Mechanisms of low level light therapy. Mechanisms for Low-Light Therapy. Int. Soc. Opt. Photonics 2006, 6140, 614001. 19. Venter, M. Light therapy in veterinary practice. Vet. Nurs. J. 2013, 28, 320–323. 20. Pedersen, N.C.; Kim, Y.; Liu, H.; Galasiti Kankanamalage, A.C.; Eckstrand, C.; Groutas, W.C.; Bannasch, M.; Meadows, J.M.; Chang, K.-O. Efficacy of a 3C-like protease inhibitor in treating various forms of acquired feline infectious peritonitis. J. Feline Med. Surg. 2018, 20, 378–392. [CrossRef] [PubMed] Animals 2021, 11, 2257 14 of 14 21. Fan, Q.; Zhang, B.; Ma, J.; Zhang, S. Safety profile of the antiviral drug remdesivir: An update. Biomed. Pharmacother. 2020, 130, 110532. [CrossRef] [PubMed] 22. Yin, Y.; Li, T.; Wang, C.; Liu, X.; Ouyang, H.; Ji, W.; Liu, J.; Liao, X.; Li, J.; Hu, C. A retrospective study of clinical and laboratory features and treatment on cats highly suspected of feline infectious peritonitis in Wuhan, China. Sci. Rep. 2021, 11, 5208. [CrossRef] [PubMed] 23. Koppell, J.G.; Steen, J.A. The Effects of Ballot Position on Election Outcomes. J. Politics 2004, 66, 267–281. [CrossRef]
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
Fip Tedavisinde Evde Tedavi Yöntemi Olarak Lisanssız GS-441524
SOSYAL MEDYA
ADA VETERİNER POLİKLİNİĞİ Levent Mah. Sülün Sk. No:14 1. Levent - Beşiktaş / İstanbul Tel : 0212 324 67 32 Tel : 0212 324 67 33 Gsm: 0530 403 55 05 E-posta: [email protected] Web: www.adaveteriner.com 7/24 hizmetinizdeyiz
Bu site Neta Website altyapısı ile hazırlanmıştır.
Daha iyi hizmet sunabilmek için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Web sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş sayılırsınız.
WhatsApp Destek