Feline infectious peritonitis (FIP) is a fatal disease of cats caused by feline coro- navirus. The goal of this study was to formally evaluate the administration of unlicensed, crowd- sourced antiviral GS-441524-like therapy for cats suspected to have feline infectious peritonitis (FIP).
Neurological involvement occurs in about 5-10% of FIP cases. This may vary between regions, as Turkish street cats appear to have a greater incidence based on this author’s experiences. The age of onset parallels that of other forms of FIP, with most cases occurring under 3 years of age.
Kedilerde Enfeksiyöz Peritonit (FIP) barsak kökenli koronavirüsün mutant bir biyotipinden kaynaklanır. Sonucunda oluşan FIP virüsü (FIPV) ıslak olmayan formunda genelde merkezi sinir sistemi (MSS) ve gözle ilgili patolojilere neden olur. FIPli kedilerin %95’ten fazlası teşhisten günler ya da aylar sonra yıllardır kullanılan çeşitli tedavilere rağmen hastalığa yenilecektir. Yakın zamanda geliştirilen antiviral ilaçlar nörolojik olmayan FIP’in tedavisinde umut vaat eden sonuçlar vermiştir fakat nörolojik FIP vakalarıyla ilgili çalışmalardan gelen veri sınırlıdır. MSS’ni etkileyen dört FIP vakası en az 12 hafta boyunca antiviral nükleosit analog GS-441524 (5-10 mg/kg) ile tedavi edilmiştir. Kediler seri olarak fiziksel, nörolojik ve gözle ilgili muayenelere tabi tutulmuştur. Kedilerden birine birçok kez MR görüntülemesi, (kedilerde koronavirüs [FCoV] titresi ve FCoV ters transkriptaz [RT]-PCR dahil olmak üzere) beyin-omurilik sıvısı analizi, Fourier-domain optik koherens tomografi (FD-OCT) ve in vivo konfokal mikroskopiyle (IVCM) göz görüntülemesi yapıldı. Tüm kediler tedaviye olumlu yanıt verdi. Kedilerden üçü tedaviyi bitirdiler ve yaşıyorlar (tedavinin başlangıcından 528, 516 ve 354 gün sonra). Fiziksel ve nörolojik muayeneleri normal. Kedilerden birine tedavinin başlangıcından 216 gün sonra birincil ve ikincil tedavi sonrası nükslerini takiben ötenazi uygulandı. Bir vakada hastalığın iyileşmesi MRI ve CSF bulgularının normalleşmesi ve göz görüntülemesinde kafatası ve kuyrukla ilgili hastalığın dağılmasına bağlı olarak tanımlandı. GS-441524 ile tedavi klinik anlamda etkilidir ve nörolojik FIP’in uzun süreli iyileşmesini ya da tamamen ortadan kalkmasını sağlayabilir. MSS’le ilgili hastalık için gereken dozlar nörolojik olmayan FIP için kullanılan dozlardan daha yüksek olabilir.
Tedaviyi izlemek için JFMS saha denemesi makalesinde anlatılan kriterlerin aynılarını kullanıyoruz. Hayvan sahiplerinden günlük ya da haftalık aralıklarla hayvanın ateşini, vücut ağırlığını, aktivite durumunu, iştahını, hastalığın klinik semptomlarını takip etmelerini istiyoruz. En azından tam kan sayımı (hemogram) ve biyokimyasal panel (ek olarak serum protein değerleri-total protein, albümin, globülin, A:G oranı) tedaviye başlamadan önce ve dört haftada bir yapılır. Grafik formunda bu değerler ve vücut ağırlığının güncellenmesi önemlidir. Amaç, hastanın 12 haftalık tedavinin sonunda sağlıklı, hızlı tepki veren, aktif, kan testleri, özellikle de hematokrit, total protein, globülin, albümin ve A:G oranı normal olan bir kedi haline gelmesidir. Kayda değer kilo alımı da iyiye işarettir ve özellikle bazı genç ve çok zayıf olan kedilerin tedavi sırasında vücut ağırlıkları iki katına çıkabilir. Tabii ki bu ideal tedavi uygulandığında gerçekleşir fakat vücudun yanıt vermesi gecikirse ya da gözle ilgili ya da nörolojik komplikasyonlar gerçekleşirse doz yükseltilmelidir.
FIP’in en önemli değişkeni/etkeni toksoplasmozdur (toxoplasmosis: risk altında gördüğünüz kediye toksoplazma antikor testi uygulayın, örneğin dışarı çıkan kediler ya da çiğ etle beslenenler. Yine de FCoV antikor testinin pozitif olması kedinin FIP olduğunu teyit etmez.
Solunum yolu hastalığı akut ya da kronik olarak sınıflandırılır. Akut solunum yolu hastalığı enfeksiyöz trakeobronşit gibi hastalıklarken, kronik solunum yolu hastalıkları arasında köpekteki kronik bronşit ve kedideki alt solunum yolu hastalığı (astım) sayılabilir. Devam eden uzun süreli tedavinin kronik durumlarda başarılı sonuç elde etmede en önemli faktör olduğunu kabul etmek gerekir. Epilepsi ya da atopi gibi hastalıklar iyileştirilmez, kontrol altına alınır ve kronik solunum yolları hastalıklarında da aynı tedavi paradigması takip edilmelidir.
Çiğ diyet - BARF son yıllarda Türkiyeli hayvan sahiplerinin de uygulamaya başladığı beslenme rejimidir. Çiğ beslenme taraftarlarının da hazır mama taraftarlarının da kendi içlerinde mantıklı, güçlü argümanları var. Burada hazır mamadan kastımızın kuru/yaş mama olduğunu belirtmeliyiz.